pauker.at

Türkisch German Präsens

Translate
filterpage < >
DeutschTürkischCategoryType
ein Schiff versenken
Präsens Verneinung ich versenke versenke nicht du versenkst versenkst nicht er,sie,es versenkt versenkt nicht wir versenken versenken nicht ihr versenkt versenkt nicht sie versenken versenken nicht
gemi batırmak
Präsens (ben) batırıyorum batırmıyorum (sen) batırıyorsun batırmıyorsun (o) batırıyor batırmıyor (biz) batırıyoruz batırmıyoruz (siz) batırıyorsunuz batırmıyorsunuz (onlar) batırıyorlar batırmıyorlar [veya: batırıyor] [veya: batırmıyor]
Verb
Konjugieren treiben
Präsens Verneinung ich treibe ich treibe nicht du treibst du treibst nicht er,sie,es treibt er,sie,es treibt nicht wir treiben wir treiben nicht ihr treibt ihr treibt nicht sie treiben sie treiben nicht [auch: sürükleniyor]

treiben, sich fortschleppen
sürüklenmek
Präsens (ben) sürükleniyorum sürüklenmiyorum (sen) sürükleniyorsun sürüklenmiyorsun (o) sürükleniyor sürüklenmiyor (biz) sürükleniyoruz sürüklenmiyoruz (siz) sürükleniyorsunuz sürüklenmiyorsunuz (onlar) sürükleniyorlar sürüklenmiyorlar [veya: sürükleniyor][veya: sürüklenmiyor]

sürüklenmek
Verb
r-Präsens
n

(Grammatik)
geniş zamanSubstantiv
Lage f, Zustand m; Präsens n [Grammatik] hal
(hali)
Substantiv
Dekl. Präsens
n

Grammatik
şimdiki zamanSubstantiv
abstürzen
Präsens Şimdiki Zaman Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich stürze ab (ben) düşüyorum 2. Pers. Sing. du stürzt ab (sen) düşüyorsun 3. Pers. Sing. er stürzt ab sie stürzt ab es stürzt ab (o) düşüyor 1. Pers. Plu. wir stürzen ab (biz) düşüyoruz 2. Pers. Plu. ihr stürzt ab (siz) düşüyorsunuz 3. Pers. Plu. sie stürzen ab (onlar) düşüyorlar [auch/veya: onlar düşüyor] Futur I Gelecek Zaman Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich werde abstürzen (ben) düşeceğim 2. Pers. Sing. du wirst abstürzen (sen) düşeceksin 3. Pers. Sing. er wird abstürzen sie wird abstürzen es wird abstürzen (o) düşecek 1. Pers. Plu. wir werden abstürzen (biz) düşeceğiz 2. Pers. Plu. ihr werdet abstürzen (siz) düşeceksiniz 3. Pers. Plu. sie werden abstürzen (onlar) düşecekler [auch/veya: onlar düşecek]
düşmekVerb
abtreten
Präsens Şimdiki Zaman Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich trete ab (ben) bir şeyden vazgeçiyorum 2. Pers. Sing. du trittst ab (sen) bir şeyden vazgeçiyorsun 3. Pers. Sing. er tritt ab sie tritt ab es tritt ab (o) bir şeyden vazgeçiyor 1. Pers. Plu. wir treten ab (biz) bir şeyden vazgeçiyoruz 2. Pers. Plu. ihr tretet ab (siz) bir şeyden vazgeçiyorsunuz 3. Pers. Plu. sie treten ab (onlar) bir şeyden vazgeçiyorlar [auch/veya: onlar bir şeyden vazgeçiyor] Futur I Gelecek Zaman Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich werde abtreten (ben) bir şeyden vazgeçeceğim 2. Pers. Sing. du wirst abtreten (sen) bir şeyden vazgeçeceksin 3. Pers. Sing. er wird abtreten sie wird abtreten es wird abtreten (o) bir şeyden vazgeçecek 1. Pers. Plu. wir werden abtreten (biz) bir şeyden vazgeçeceğiz 2. Pers. Plu. ihr werdet abtreten (siz) bir şeyden vazgeçeceksiniz 3. Pers. Plu. sie werden abtreten (onlar) bir şeyden vazgeçecekler [auch/veya: onlar bir şeyden vazgeçecek]
bir şeyden vazgeçmekVerb
dauern
Präsens Verneinung ich dauere [auch: daure] dauere nicht du dauerst dauerst nicht er,sie,es dauert dauert nicht wir dauern dauern nicht ihr dauert dauert nicht sie dauern dauern nicht

dauern, andauern, fortsetzen, weitermachen
devam etmek
Präsens (ben) devam ediyorum (sen) devam ediyorsun (o) devam ediyor (biz) devam ediyoruz (siz) devam ediyorsunuz (onlar) devam ediyorlar [veya: devam ediyor]

devam etmek
Verb
aufbürden
Präsens / Şimdiki Zaman 1. Pers. Sing. ich bürde auf (ben) sorumluluk yüklüyorum 2. Pers. Sing. du bürdest auf (sen) sorumluluk yüklüyorsun 3. Pers. Sing. er bürdet auf sie bürdet auf es bürdet auf (o) sorumluluk yüklüyor 1. Pers. Plu. wir bürden auf (biz) sorumluluk yüklüyoruz 2. Pers. Plu. ihr bürdet auf (siz) sorumluluk yüklüyorsunuz 3. Pers. Plu. sie bürden auf (onlar) sorumluluk yüklüyorlar [auch: onlar sorumluluk yüklüyor] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich bürde nicht auf (ben) sorumluluk yüklemiyorum 2. Pers. Sing. du bürdest nicht auf (sen) sorumluluk yüklemiyorsun 3. Pers. Sing. er bürdet nicht auf sie bürdet nicht auf es bürdet nicht auf (o) sorumluluk yüklemiyor 1. Pers. Plu. wir bürden nicht auf (biz) sorumluluk yüklemiyoruz 2. Pers. Plu. ihr bürdet nicht auf (siz) sorumluluk yüklemiyorsunuz 3. Pers. Plu. sie bürden nicht auf (onlar) sorumluluk yüklemiyorlar [auch/veya: onlar sorumluluk yüklemiyor] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. bürde ich auf? (ben) sorumluluk yüklüyor muyum? 2. Pers. Sing. bürdest du auf? (sen) sorumluluk yüklüyor musun? 3. Pers. Sing. bürdet er auf? bürdet sie auf? bürdet es auf? (o) sorumluluk yüklüyor mu? 1. Pers. Plu. bürden wir auf? (biz) sorumluluk yüklüyor muyuz? 2. Pers. Plu. bürdet ihr auf? (siz) sorumluluk yüklüyor musunuz? 3. Pers. Plu. bürden sie auf? (onlar) sorumluluk yüklüyorlar mı? [auch/veya: onlar sorumluluk yüklüyor mu?] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. bürde ich nicht auf? (ben) sorumluluk yüklemiyor muyum? 2. Pers. Sing. bürdest du nicht auf? (sen) sorumluluk yüklemiyor musun? 3. Pers. Sing. bürdet er nicht auf? bürdet sie nicht auf? bürdet es nicht auf? (o) sorumluluk yüklemiyor mu? 1. Pers. Plu. bürden wir nicht auf? (biz) sorumluluk yüklemiyor muyuz? 2. Pers. Plu. bürdet ihr nicht auf? (siz) sorumluluk yüklemiyor musunuz? 3. Pers. Plu. bürden sie nicht auf? (onlar) sorumluluk yüklemiyorlar mı? [auch/veya: onlar sorumluluk yüklemiyor mu?] Person Deutsch Türkisch Futur I / Gelecek Zaman 1. Pers. Sing. ich werde aufbürden (ben) sorumluluk yükleyeceğim 2. Pers. Sing. du wirst aufbürden (sen) sorumluluk yükleyeceksin 3. Pers. Sing. er wird aufbürden sie wird aufbürden es wird aufbürden (o) sorumluluk yükleyecek 1. Pers. Plu. wir werden aufbürden (biz) sorumluluk yükleyeceğiz 2. Pers. Plu. ihr werdet aufbürden (siz) sorumluluk yükleyeceksiniz 3. Pers. Plu. sie werden aufbürden (onlar) sorumluluk yükleyecekler [auch/veya: onlar sorumluluk yükleyecek
sorumluluk yüklemekVerb
sich beschäftigen mit
Präsens (ich) beschäftige mich mit (du) beschäftigst dich mit (er,sie,es) beschäftigt sich mit (wir) beschäftigen uns mit (ihr) beschäftigt euch mit (sie) beschäftigen sich mit Zukunft I (ich) werde mich beschäftigen mit (du) wirst dich beschäftigen mit (er,sie,es) wird sich beschäftigen mit (wir) werden uns beschäftigen mit (ihr) werdet euch beschäftigen mit (sie)werden sich beschäftigen mit
uğraşmak
Şimdiki Zaman (ben) uğraşıyorum (sen) uğraşıyorsun (o) uğraşıyor (biz) uğraşıyoruz (siz) uğraşıyorsunuz (onlar) . uğraşıyorlar [veya: onlar uğraşıyor] Gelecek Zaman (ben) uğraşacağım (sen) uğraşacaksın (o) uğraşacak (biz) uğraşacağız (siz) uğraşacaksınız (onlar) uğraşacaklar [veya: onlar uğraşacak]
Verb
genießen
Präsens ich genieße (ben) tadını çıkarıyorum du genießt (sen) tadını çıkarıyorsun er,sie,es genießt (o) tadını çıkarıyor wir genießen (biz) tadını çıkarıyoruz ihr genießt (siz) tadını çıkarıyorsunuz sie genießen (onlar) tadını çıkarıyorlar [veya: tadını çıkarıyor] Präsens Verneinung / Olumsuz ich genieße nicht (ben) tadını çıkarmıyorum du genießt nicht (sen) tadını çıkarmıyorsun er,sie,es genießt nicht (o) tadını çıkarmıyor wir genießen nicht (biz) tadını çıkarmıyoruz ihr genießt nicht (siz) tadını çıkarmıyorsunuz sie genießen nicht (onlar) tadını çıkarmıyorlar [veya: tadını çıkarmıyor]
tadını çıkarmakVerb
einen Berg besteigen
steigen, besteigen, klettern, erklettern, stammen, erscheinen Präsens / Şimdiki Zaman Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich steige (ben) çıkıyorum 2. Pers. Sing. du steigst (sen) çıkıyorsun 3. Pers. Sing. er steigt sie steigt es steigt (o) çıkıyor 1. Pers. Plu. wir steigen (biz) çıkıyoruz 2. Pers. Plu. ihr steigt (siz) çıkıyorsunuz 3. Pers. Plu. sie steigen (onlar) çıkıyorlar [auch/veya: onlar çıkıyor] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich steige nicht (ben) çıkmıyorum 2. Pers. Sing. du steigst nicht (sen) çıkmıyorsun 3. Pers. Sing. er steigt nicht sie steigt nicht es steigt nicht (o) çıkmıyor 1. Pers. Plu. wir steigen nicht (biz) çıkmıyoruz 2. Pers. Plu. ihr steigt nicht (siz) çıkmıyorsunuz 3. Pers. Plu. sie steigen nicht (onlar) çıkmıyorlar [auch/veya: onlar çıkmıyor] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. steige ich? (ben) çıkıyor muyum? 2. Pers. Sing. steigst du? (sen) çıkıyor musun? 3. Pers. Sing. steigt er? steigt sie? steigt es? (o) çıkıyor mu? 1. Pers. Plu. steigen wir? (biz) çıkıyor muyuz? 2. Pers. Plu. steigt ihr? (siz) çıkıyor musunuz? 3. Pers. Plu. steigen sie? (onlar) çıkıyorlar mı? [auch: onlar çıkıyor mu?] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. steige ich nicht? (ben) çıkmıyor muyum? 2. Pers. Sing. steigst du nicht? (sen) çıkmıyor musun? 3. Pers. Sing. steigt er nicht? steigt sie nicht? steigt es nicht? (o) çıkmıyor mu? 1. Pers. Plu. steigen wir nicht? (biz) çıkmıyor muyuz? 2. Pers. Plu. steigt ihr nicht? (siz) çıkmıyor musunuz? 3. Pers. Plu. steigen sie nicht? (onlar) çıkmıyorlar mı? [auch/veya: onlar çıkmıyor mu?] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich werde steigen (ben) çıkacağım 2. Pers. Sing. du wirst steigen (sen) çıkacaksın 3. Pers. Sing. er wird steigen sie wird steigen es wird steigen (o) çıkacak 1. Pers. Plu. wir werden steigen (biz) çıkacağız 2. Pers. Plu. ihr werdet steigen (siz) çıkacaksınız 3. Pers. Plu. sie werden steigen (onlar) çıkacaklar [auch: onlar çıkacak] Futur I / Gelecek Zaman Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. ich werde nicht steigen (ben) çıkmayacağım 2. Pers. Sing. du wirst nicht steigen (sen) çıkmayacaksın 3. Pers. Sing. er wird nicht steigen sie wird nicht steigen es wird nicht steigen (o) çıkmayacak 1. Pers. Plu. wir werden nicht steigen (biz) çıkmayacağız 2. Pers. Plu. ihr werdet nicht steigen (siz) çıkmayacaksınız 3. Pers. Plu. sie werden nicht steigen (onlar) çıkmayacaklar [auch/veya: onlar çıkmayacak] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. werde ich steigen? (ben) çıkacak mıyım? 2. Pers. Sing. wirst du steigen? (sen) çıkacak mısın? 3. Pers. Sing. wird er steigen? wird sie steigen? wird es steigen? (o) çıkacak mı? 1. Pers. Plu. werden wir steigen? (biz) çıkacak mıyız? 2. Pers. Plu. werdet ihr steigen? (siz) çıkacak mısınız? 3. Pers. Plu. werden sie steigen? (onlar) çıkacaklar mı? [auch/veya: onlar çıkacak mı?] Person Deutsch Türkisch 1. Pers. Sing. werde ich nicht steigen? (ben) çıkmayacak mıyım? 2. Pers. Sing. wirst du nicht steigen? (sen) çıkmayacak mısın? 3. Pers. Sing. wird er nicht steigen? wird sie nicht steigen? wird es nicht steigen? (o) çıkmayacak mı? 1. Pers. Plu. werden wir nicht steigen? (biz) çıkmayacak mıyız? 2. Pers. Plu. werdet ihr nicht steigen? (siz) çıkmayacak mısınız? 3. Pers. Plu. werden sie nicht steigen? (onlar) çıkmayacaklar mı? [auch/veya: onlar çıkmayacak mı?]

steigen, besteigen, klettern, erklettern, stammen, erscheinen
bir dağa çıkmak
çıkmak

çıkmak
Verb
Result is supplied without liability Generiert am 16.11.2024 7:10:05
new entryCheck entriesIm Forum nachfragenother sources Häufigkeit
Ä
  <-- Eingabehilfe einblenden - klicken